Diyorlar kiiii Özcan Işıklar çok mutluymuş... 2014 yerel seçimleri 2009'dan daha kolay olacakmış...
Zannediyorum şundan olsa gerek:
2009 seçimlerinde anketlerde neredeyse yok denecek kadar az çıkan Işıklar'ın aday olması imkansız gözükmesi, akabinde aday olsa bile Hüseyin Turan karşısında hiçbir şansının olmaması gibi düşünceleri tetikleyen kesim olabilir.
***
O zamanın şartları ile şimdiki şartları birbirine kıyaslamak yapılabilecek en saçma öngörü olmaz mı? Dönemin CHP ilçe başkanı Abdullah Yıldırım’ın, Özcan Işıklar'ın adaylığı için nasıl bir mücadele verdiği unutmamak gerekir. Hem de anketlerde Selami Değirmenci'nin açık ara önde olduğu bir süreçte...
Büyük bir risk alınmadı mı? Düşünsenize 5 yılda 900 trilyonluk devasa bir yatırım yapan AK Partili belediye ve tekrar aday olan Hüseyin Turan'ın karşısına anketlerde yüzde 7-8 gibi yok denecek kadar az çıkan Özcan Işıklar...
Şimdi aradan 4.5 yıl geçti ve şöyle beyin jimnastiği yaptığımızda, bu işin en basit özeti şu olmuyor mu: Kazanan “şahıs”, kaybeden “hizmet.”
Peki bugünün şartları nasıl olgunlaşıp kabuk değiştirdi? Avantaj ve dezavantaj kısmında kimler nasıl faydalanacak!
***
Abdullah Yıldırım seçimlere ilçe başkanı olarak girerken, anket sonuçlarına göre değil de, Silivri'nin yerli oyuna güvenerek yol haritası izledi. Çünkü herkes biliyor ki bugün seçim olsa Silivri’de başarı yerlinin oyunu almaktan geçiyor. Sen istersen anketlerde yüzde bilmem ne kadar çıktık diye böbürlen dur! Yoksa Abdullah Yıldırım aptal mıydı anketlerde diplerde olan birini aday göstersin, kendi olurdu...
Aday tercihi noktasında iradesi doğru bir karardı ama adayının iradesi noktasında eksik plan yapması onun için sürpriz oldu. “Değirmenci'yi ben zapt edemem ama Işıkları her türlü” planları tutmadı. En nihayetinde sancılı bir süreçte CHP ve Işıklar için başladı. Bugün yine seçimlere kısa bir süre kalmışken sahnede tekrar aynı isimler var. Ama bu sefer roller değişmiş vaziyette. Şimdi bu sürecin avantajlı olan ismi Özcan Işıklar değil mi?
2009 seçimlerinde yakaladığı avantajını bugünlere kadar getirmeyi başardı. Elindeki avantajı ilk 10’u seçtiren ismi ekarte ederek başladı. Daha sonra en büyük rakibi Selami Değirmenci bütün uğraşlarına rağmen ilçe başkanı oldu. Baktı ki, "Bu benim ipimi çekecek" diye düşünse gerek, "gel seni vekil yapalım, ben de arkanda dururum" diye güven sağladı. Önce ilçe başkanlığından daha sonra ilçe yönetimi üzerindeki kuvvetini kesti. Etti mi sana iki...
İlçe başkanı olarak göreve gelen Mümin Tuğlu tam da Işıklar'ın istediğiydi zaten. Sonraki hedef Yılmaz Kandemir oldu. Seçim kazanmasında büyük payı olanlardan bir tanesidir. Belediyenin hiyerarşisinde sağlayamadıkları ortak akıl, yine yol ayrılığına getirdi noktayı. Ve beklenmeyen fakat başka çarede bulunamayan bu vaziyette Yılmaz Kandemir'in istifa etmesiyle gerçekleşti. Bu böyle biter diye ümitlenirken son patlak da Murat Yıldız ile gün yüzüne çıktı. Eminim Yıldız'ın da bu aralar bir yerlerde bir şeyleri çıkar ve olaylı bir şekilde seçim bitmeden ayrılır görevinden.
***
Şimdi buraya kadar CHP'nin Silivri'deki avantajını öyle ya da böyle kendi eline geçiren Özcan Işıklar, AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş'ın istifa etmesine çok sevindiğini ve kesin aday olarak da Karakaş'ın olacağına kanaat getirmiş. O da biliyor Karakaş'ın yerli kesimden oy alamayacağını.
Fakat şunu iyi hesap etmiyor: Bir zamanlar avantajı eline verenler bugün hesabını kesmiş durumdalar. Işıklar’ın avantajlı olduğu kadar dezavantajlı olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Güzel bir söz ile bitireyim bari... Yalnızım dostlarım, yalnızım yalnız...